Akşamdan kavur, sabaha savur
Ağzından çıkanı kulağı işitmemek
Ağız aramak /yoklamak
Abuk sabuk konuşmak
Ağzı kulaklarına varmak
Ağırdan almak
Ağzını bıçak açmamak
Ağzında bakla ıslanmamak
Açık kapı bırakmak
Akla karayı seçmek
Ağzı var dili yok
Ağzının suyu akmak
Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
Sır saklamayı becerememek, sırrı hemen açığa vurmak
Çok beğenip isteyecek duruma gelmek, imrenmek.
Öğrenilmek istenilen şeyi söyletecek yolda dil kullanmak.
Düşünmeden, birbiriyle ilgisi olmayan, tutarsız, saçma sapan söz söylemek.
Kırgınlıktan, üzüntüden ya da herhangi bir sebepten ötürü söz söyleyecek durumda olmamak.
Kazandığını günü gününe harcayan, har vurup harman savuran, savruk kimseler
özlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
Çok sevinmek, sevindiği her hâlinden belli olmak.
Bir işi yapmakta acele etmemek, yavaş davranmak, isteksiz görünmek.
Oldukça sessiz, sakin, kendi hâlinde. Konuşmayıp susan, derdini anlatmayan.
Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak, ileriyi düşünerek ılımlı davranmak.